9 Kişilik LunchClub, Pandemide Nasıl Pivot Edip Değerini Katladı?

Geleceği Görenler ile Türkiye’nin ilk internet girişimlerinin hikâyelerini ayrıntılı olarak anlattım ama bazen bazen yabancı girişimlerin kuruluş ve büyüme hikâyelerini de kısaca paylaşmak istiyorum. Çünkü her hikâyenin öğretici veya ilham/motivasyon kaynağı olduğunu düşünüyorum.

Bugün sizinle paylaşacağım girişimse kısa süre önce sizlere tanıttığım Lunchclub.

Lunchclub, farklı alanlardaki profesyonellerin otomatik olarak eşleştirildiği, bir çeşit tanıdıkları genişletme (networking) platformu. Pandemi nedeniyle evlere hapsolduğumuz bu dönemde giderek popülerleşti ve dün 100 milyon doları aşan bir değerlemeyle 24.2 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Giriş sayfası o kadar basit ki, şaşırmamak elde değil.

Peki değerlemeye nasıl ulaştı dersiniz?

Pandemiyle Gelen Pivot

Lunchclub aslında pandemiden çok önce 2017 yılında, San Francisco, New York ve bazı ABD şehirlerinde insanların yüzyüze tanışmalarını sağlamak amacıyla kurulan bir girişim. Fakat pandemi patlak verince girişimin kurucuları Mart ayında işleri tamamen dijital ortama taşıma kararı almış. Eskiden mekân önerileri paylaşan girişim, şimdi her çevrimiçi toplantı için bir Google Meet buluşması ayarlıyor.

Görüşmelerden herhangi bir ücret talep etmeyen Lunchclub, her hafta 10 binlerce görüşmeye aracılık ediyor. Temmuz ayındaki bu sayı, pandemiden önceki görüşmelerin tam 10 katı.

Coatue ve Lightspeed Venture Partners tarafından fonlanan Lunchclub, yapay zekâ ile en iyi eşleştirmeleri yapmayı hedefliyor ki işin asıl zor tarafı da bu. Girişim gerçekten işin eşleştirme algoritmasına kafa yoruyor. Zaten siteye girdiğinizde görebileceğiniz gibi arayüz ve tanıştırma e-postaları oldukça basit ve sade olduğunu görebilirsiniz.

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Vlad Novakovski, toplantılar sonunda gönderilen ayrıntılı ‘görüşme anketi’ sayesinde daha isabetli öneriler yaptıklarını söylüyor. Quora’da makine öğrenmesi ekibinin liderliğini yapan Vlad, kullanıcıların da bu tahminlere şaşırdığını söylüyor. Elbette kullanıcılar sisteme ne kadar bilgi ve geribildirim verirse sistem de o kadar iyi tahminler yapıyor ama Lunchclub gerçekten farkını ortaya koyuyor ve burada tanışan bazı kullanıcılar ilerleyen arkadaşlıkların hikâyesini diğer insanlarla paylaşmaya başlıyor.

Ekip 9 Kişiden 15 Kişiye Çıktı

Pandemi’den önce 9 kişiyle çalışan Lunchclub, şu anda 15 kişilik bir ekiple yönetiliyor. Girişim yeni gelen yatırımla uzun süre rahat etme lüksüne ulaşan erişmiş ama elbette büyüme hızına bağlı olarak ekip genişletme masrafının ne olacağını kimse bilmiyor.

Diğer yandan Vlad, işe alımlara veya yatırımlara aracılık ettiklerinde sistemin finansal olarak ödüllendirileceğini yani para kazanacaklarını da ekliyor. Hatta bazı kullanıcılar bu sebeple Lunchclub’a para ödemeye hazır olduğunu söylüyor.

Lunchclub ekibi. – Vlad Novakovski alt sırada, sağdan ikinci.

Peki Lunchclub Kimlerle Rekabet Ediyor?

LinkedIn, profesyonel bağlantılar kurma konsuunda dolaylı bir rakip olsa da aslında Lunchclub’ın çok uzağında. CEO Vlad da LinkedIn’deki bağlantı öneri sisteminin asimetrik/kalitesiz şekilde büyüdüğünün farkında. Herkesin birbirini tanımadan bağlantı kurduğu ve sonrasında da bir şekilde tanışmadığını bilmeyen var mı?

Diğer yandan LunchClub’da fayda odaklı tanışmalar var ama GrowthMentorSuperpeer vb. çevrimiçi danışmanlık portallarından farkı olduğu da ortada. Girişim ücretsiz eşleştirme hizmetini sonlandırsa bile tavsiye algoritmasıyla dünyanın her köşesindeki insanları birbirine bağlamak konusunda kesinlikle GrowthMentor ve Superpeer gibi girişimlerden ayrı bir kulvarda koşuyor. Zaten Lunchclub’a katılanlar direkt bir danışmanlık vermek yerine yeni insanlar tanımak ve olası işbirliklerine kapı aralamak için orada bulunuyor. Bu haliyle de kendine yeni bir rekabet alanı açıyor.

Şahsen ben de tanıştığım Amerika’daki bir göçmen bir dijital ajans sahibiyle konuşurken benzer deneyimleri yaşadım. Felsefeden içerik pazarlamasına kadar farklı sorular etrafında birbirimizi tanıdık ve yol gösterici olmak ve hatta ‘iş paslamak’ üzerine konuşarak ayrıldık.

Lunchclub’ın güzel bir tarafı tarafların birbirini tanıması konusunda herhangi bir bariyer koymaması. Zaten profilinde sosyal hesaplarını görebiliyorsunuz ve tanıştırma direkt eposta üzerinden yapılıyor. Dolayısıyla oldukça pürüzsüz bir şekilde başlayan tanışmayı aynı şekilde sürdürmemek için bir neden yok.

Oyunlaştırma Dinamiği & Referans Sistemi

Tabii tüm bu olumlu gidişatın yanında Lunchclub’ın oyunlaştırma sisteminden de bahsetmek gerek. Girişimin sunduğu deneyim elbette büyümesine etki etki ediyor ancak görüşme yapabilmek için kullanılan bir kerdi/puan sistemi var. Elinizdeki puanlar daha fazla kişiyle tanışmanızı sağlıyor ve insanlarla tanıştıkça da puan kazanıyorsunuz. Bu da kullanıcıların arkadaşlarını siteye davet etme konusundaki cesaretini ciddi şekilde artırıyor.

Örneğin ben ilk tanıtım yazısında ve Twitter’da kendi referans bağlantımı paylaştığım için güzel bir puan biriktirerek daha fazla görüşme yapabilme fırsatına eriştim. Şu anda 132 puanım var ve bu puanları görüşme yapacağım kişi yelpazesini genişletmek için kullanabiliyorum. Muhtemelen bu yazıdan sonra da daha fazla puan kazanmış olacağım…

Türkiye’de Deneyen Çıkar mı?

Son dönemde Türkiye’de görüntülü danışmanlık hizmetlerinin sayısı epey arttı ama bu alana yöneleni görmedim. Yani ücretsiz görüşme ve ilgi alanlarına göre eşleştirme hizmetinden bahsediyorum. Belki bunun Tinder gibi iki tarafın onayıyla gerçekleştiği bir senaryo da kurgulanabilir. Elbette ücret ödeyen kullanıcılarla ücret ödeyen kullanıcıların eşleştirildiği bir senaryo kurgulamak mümkün. Zira uzun süre bedava iş yapmak pek de kolay değil.

Diğer yandan başarılı eşleştirme yapmak işin kritik noktası. Aksi takdirde kullanıcı kaybı yaşamak ve hatta sert eleştirilere maruz kalmak işten bile değil.

Bahsettiğim model için GrowthMentor’ün stratejisine de göz atabilirsiniz. Aylık belli bir ücret ödedikten sonra içerdeki ücretsiz danışma hizmeti verenlerden randevu alabiliyorsunuz. Yani kulübe bir giriş ücreti var ve içeride size zaman ayırmaya hazır mentorlar var. Elbette bazı mentorlar/uzmanlar giriş ücretine rağmen ücretsiz zaman ayırmayı tercih etmiyor.

Konuyla ilgili yorumlarınızı ve deneyim paylaşımınızı merakla bekliyorum.

Total
0
Shares

Bir Yorum Yazın

Previous Article

Baremetrics Nedir? 5. Ayda 5000 Dolar MRR'a Nasıl Ulaştı?

Next Article

Android 50: Yeni Başlayanlar İçin Android Programlama Eğitimi (Fırsat)

Related Posts