Dünya Halleri Neden Kapandı?

Dünya Halleri, bilgi bombardımanı içinde çoğunlukla gözden kaçan teknoloji eksenli trendleri okuyucularıyla buluşturan içerik sitesi (idi). M. Serdar Kuzuloğlu’nun 2 Kasım 2014 tarihinde kendi blogunda başladığı ‘Haftanın Özeti’ derlemesinin bir uzantısı olarak yayın hayatına başladı. 9 Ağustos 2015’te yayın hayatına başlayan Dünya Halleri, kendi adresine geçtikten sonra Haftanın Özeti serisini genişleterek sürdürdü. Bir yandan da günlük haber ve röportajlar üretmeye başladı. (Benimle yapılan röportaj)

6 Ağustos 2019 tarihinde ise kötü haberi aldık ve Serdar Kuzuloğlu, Dünya Halleri’nin yayın hayatına son vereceğini duyurdu. Site bu tarihten itibaren güncellenmeyecek ancak açık kalmaya devam edecek. Dünya Halleri, Similarweb verilerine göre Türkiye’nin en popüler 2505. sitesi. Alexa Türkiye sıralamasında ise 1774. sırada..

Ücretlendirme / Gelir Modeli

Dünya Halleri, tek bir sponsora bağlı gelir modeliyle çalışan bir medya organıydı. Bir dönem sponsorsuz yoluna devam eden Dünya Halleri, 2. kez sponsor bulsa da nihayetinde gelir/gider dengesini yakalayamadığı için Ağustos 2019’da yayın hayatına son verdi.

Kapanış Nedeni?

Serdar Kuzuloğlu’nun paylaştığı kapanış nedeni tam olarak şöyle;

“Ayakta kalmak için gereken çabayı göğüsleyen yazı ekibinin ve teknik altyapının maliyeti kendi maddi imkanlarımla yürütebileceğim eşiği çoktan aşmış durumda. Sponsorluğa olumlu bakan şirketlerin ayırabildiği bütçeler hayli kısıtlı ancak karşılığındaki beklentileri sitenin genetiğini bozacak, okurun gözünde sıradanlaştıracak türdendi. Okur desteğine başvurmak da bir seçenek olarak aklıma geldiyse de bu yöndeki mevcut çabaların nasıl güdük kaldığına şahit olduğumdan vazgeçtim.”

Yani hemen her kapanışta olduğu gibi Dünya Halleri de gerekli parayı kazanamadığı için kapandı. Gereken tutarın ne kadar olduğunu bilemesek de bence bu işin asıl sorumlusu siteye tek başına sponsor olmak istemeyen şirketler değil, biraz Serdar Kuzuloğlu ve biraz da biz okuyucularıyız.

11 yıldır dijital ortamda içerik üreten biri olarak konuşmam gerekirse;

  1. Siteyi tek bir sponsora bağlı tutmak bir yönüyle rahatlatıcı ama diğer yanda zora düşüren bir tercihti. Sponsorsuz ara dönemde Kuzuloğlu kendi cebinden de harcama yaptı ama sanırım bu ikinci anlaşmanın bitmesi(?) perdenin de kapanmasına neden oldu.
  2. Serdar Kuzuloğlu ücretli habere karşı duruşuyla takdiri hak ediyor ancak Advertorial dediğimiz reklamlı yazı türü o kadar da kötü bir şey değil. Hatta Facebook’un bize gösterdiği reklamlardan daha masum diyebilirim. Asıl mesele Advertorial yayınlamak değil, bunu açık bir şekilde belirtmek ve siteyi Advertorial’a boğmamak. Bu noktada hiç ücret ödemeyen okuyucuların da bu tür içerikleri mazur görmesi gerekiyor.
  3. Okur desteği hem ilk günlerde hem de kapanıştan önce denenebildi ama Serdar Kuzuloğlu mevcut örneklere bakarak bu yönde bir deneme yapmak istemedi. Dünya Halleri kapandıktan sonra bu konuda çok yorum geldi ve hatta ben de bu kapanış haberinden önce Serdar Kuzuloğlu’na bunu denemesini söylemiştim. Serdar Kuzuloğlu’nun samimiyetine bence bir Patreon vb. okuyucu desteği toplamak yakışırdı ama maalesef bu yol denenmedi ve Dünya Halleri kepenklerini indirdi.

Okur Desteği Toplamak İşe Yarar mı?

Türkiye’de içerik üzerinden para kazanmak gerçekten çok zor ve Google da bu konuda maalesef gereken özeni göstermiyor. Üretilen en ‘kral’ içeriklerin değeri bile reklamlar söz konusu olduğunda sıradan bir içerikten farksız. Dolayısıyla emek/maliyet dengeleri bizi güzel içerik sitelerinden mahrum bırakıyor. Ancak son yıllarda bağımsız gazetecileri destekleyen Patreon, KO-Fi, Substack, Revue ve hatta kitlesel fonlama siteleri bence bu durumu değiştirebilir. Dünyada örnekleri çok ve giderek artıyor. Youtube’un çıkardığı bağış ve ücretli kanal aboneliği özellikle video yayıncılar için durumu ciddi şekilde değiştirecek.

Bir de 30 Eylül 2019’da yayın hayatına başlayacak The Correspondent hikâyesi var ki gerçekten takip edilmeye değer. Bağımsız ve finansal açıdan şeffaf bir yayın organı çıkarmak isteyen bir grup deli, kendi kitlesel fonlama kampanyasını başlattı ve bu süreçte yaklaşık 46 bin kişiden 2,6 milyon dolar topladı. Benim de desteklediğim* The Correspondent, artık ücretli üyelik alımına başladı ve yakında gazetecilik ve medya alanında çok konuşulan bir girişim olarak tarihe adını yazdırabilir. 

Ayrı bir yazının konusu ama Patreon bu konuda Türk içerik üreticilerinin yardımına koşan bir platform. Tecrübeli, tecrübesiz bir çok içerik üreticisi bu gücü keşfetmiş durumda. Cüneyt Özdemir gibi henüz yolun başındakiler de var Medyascope aylık 4 bin dolara yaklaşanlar da.

İşte benim GirisimlerNet’te bağımsız hareket edip, okur desteği topluyor olmam da bu işin gücüne ve samimiyetine inanmamdan kaynaklanıyor. Patreon ve Ko-fi‘de çok az destekçim olsa da umudum karamsarlığımdan çok daha fazla. Geleceği Görenler‘i kitlesel fonlama ile yazmak istediğimde de inanmayanlar çoktu. Sonuçta 40 bin TL beklerken 54 bin TL destek toplandı…

“Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!”

Özetle Dünya Halleri sevdiğimiz, kaynaklara link verme nezaketine sahip güzel yayınlardan biriydi. Havadis.co, EticaretMag gibi küçük güzel şeyler de kaybolup gitti. Serdar Kuzuloğlu’nun iş/hayat dengesi buna izin vermemiş olabilir ama bağımsız yayıncıların ilk günden okur desteğine kapılarını açmasını ve okuyucuların da bu konuda duyarlı olmasını temenni ediyorum. 

Lütfen beğendiğiniz yayıncıları, yazarları, içerik üreticilerini desteklemekten lütfen çekinmeyin. Bir paylaşım, bir teşekkür bile çok kıymetli.

Aksi takdirde ana akım medyanın bilgi edinme ihtiyacımızı aşağılayıcı bir şekilde karşılanmasına seyirci kalmaya devam edeceğiz. Etkisi 3 saat sonra geçecek bir yemeğe 15-20 lira verirken bize faydalı bilgiler sunan kaynaklara zırnık koklatmıyor oluşumuz gerçekten inanılır gibi değil. Halbuki gerçekten karın doyuran şey buğday ekmeği değil…  

*Corresspondent’ı desteklerken hediye seçeneği de vardı. Kendisinden okuyup öğrendiklerime teşekkür etmek adına Serdar Kuzuloğlu’na abonelik hediye etmiştim ama ulaştı mı bilmiyorum…

Total
0
Shares
3 comments
  1. Bill Gates’in “The content is king” “İçerik kraldır sözü” Ülkemiz için geçerli değil malesef. Netflix, Digiturk, Bienspor vb. görsel hizmetlerin aylık abonelikleri düşünüldüğünde içerik üreticilere verilecek destek devede kulak kalır. Bir de dediğin gibi patreon, ko-fi gibi cüzi miktarda destek yapmaya imkan veren platformların varlığı içeriğin geleceği için ümit verici. Benim vereceğim aylık 3-5 tl ne işe yarayacak ben mi kurtaracağım diye düşünmemek lazım 10.000 takipçinin %10’u destek vermiş olsa içerik siteleri en azından ayakta kalır. Yoksa Fırat’ın dediği gibi seo,tık haber, clickbaitcilerin kurbanı olacağız.

notdefteri için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Previous Article

Psikolog Ofisi: Online ve Yüzyüze Terapi Platformu

Next Article

Slack Ayda 100 Milyon Ziyaretçiyi Nasıl Kazanıyor?

Related Posts